24 Eylül 2016 Cumartesi

Dizi Yorumu: W Two Worlds


Öncelikle uzun zamandır herhangi bir şey izlemiyordum. Açılışı W ile yapmak bir anlamda iyi oldu benim için. Ama dizinin gidişatı açısından aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 10.bölüme kadar gerçekten heyecandan yerimde duramıyordum, o kadar çok sardı ki gece 4'e kadar bunu izledim. Ama sonrası gerçekten olmamıştı. Buna en son değineceğim.
Ayrıca yönetmeni de She Was Pretty'nin yönetmeni olan Jung Dae Yoon. Her şey 10.bölüme kadar olsaydı bravo derdim ama, eh yine de iyi bir iş çıkartmış. O zaman önce karakterleri tanıyalım, sonra kısaca konudan bahsedelim.


Kang Chul (Lee Jong-Suk)
Jong-Suk çok sevilen bir sanatçı ve birçok başarılı dizisi var ama ben onu bu diziyle tam anlamıyla benimsedim diyebilirim. Oyunculuğu, mimikleri hepsi çok iyiydi. Hatta dizinin ortalarında benim de böyle sevgilim olsa derken buluyorsunuz kendinizi. :D
Kang Chul'a dönecek olursam kendisi atış sporu yapıyor ve oldukça da başarılı. Babası, aynı zamanda menajeri. Bölüm, Kang Chul'un olimpiyatlarda atış müsabakasında olmasıyla başlıyor. Yıllar sonra biz onu W isimli bir projenin yaratıcısı, milyoner biri olarak görüyoruz.


Oh Yeon Joo (Han Hyo Joo)
Bu kadın oyuncunun izlediğim ilk dizisiydi. Oyunculuğu güzeldi ama bazı sahneleri -özellikle ağlama- beceremediği de oldu. Ama Jong Suk ile kimyalarının uyuştuğunu düşünüyorum.
Yeon Joo ise dizide bir doktor. Annesi ve babası boşanmış, o yüzden bir parça buruk. Babası ünlü bir webtoon yazarı.


Yoon So Hee (Jeong Eu Gene)
Eu Gene ilk kez Moorim School'da izledim ve o zaman da çok sevmiştim. Oyunculuğu gerçekten başarılı ve bence çok güzel.
So Hee ise dizide Kang Chul'un en yakın arkadaşlarından ve kişisel asistanı.


Seo Do Yoon (Lee Tae Hwan)
Bence Tae Hwan ilerde daha iyi rollerde karşımıza çıkacak. Oyunculuğunu çok sevdim.
Do Yoon ise Kang Chul'un en yakın arkadaşı ve koruması.


Park Soo Bong (Lee Si Un)
Ya gerçekten öldürdü beni. Oyunculuğu zaman zamana abartıydı ama bu sanırım karakterin kendi özelliğindendi. En ciddi sahnelerde bile Soo Bong'un tepkilerine kıs kıs güldüm.
Yeon Joo'nun babasının yardımcısı ve kendisi de bir webtoon çizeri.



Şimdi konuya geçiyorum ama bazı açılardan spoilerlar olabilir. Eğer her şey bana sürpriz olsun diyorsanız buraları atlayın ve son kısımda kendi düşüncelerimi söyledim orayı okuyun.
Kang Chul'un bir atış sporcusu olduğunu ve dizinin olimpiyatla başladığını söylemiştim. Buradan sonra Kang Chul kendinden bekleneni yapıyor ve altın madalyayı ülkesine kazandırıyor. Ama onun hayali Bilgisayar Mühendisi olmak ve atışı hobi olarak kenara almak. Bundan dolayı babasıyla anlaşamıyor. Sonrasında Kang Chul evden gidiyor ve o akşam geldiğinde ailesini evde ölü buluyor. Ailesini öldürmekle suçlanıyor ve sonra aklanıyor.



Artık hayattan herhangi bir beklentisi kalmadığını düşündüğü için intihar etmeye karar veriyor ama son anda bundan vazgeçip ailesinin katilini bulmayı amaçlıyor ve bu doğrultuda da zengin olmanın bir yolunu bulup amacının peşinden gidiyor. Bahsettiğim W projesi ise katili bulmak için yürütülen bir proje.
Diğer yandan Yeon Joo'nun doktor olduğunu ve babasının çok ünlü bir webtoon çizeri olduğunu öğrenmiştik. Annesiyle yaşıyor ve babasıyla da çok sıkı değil aslında arası. Ama babasının webtoonuna bayılıyor ve webtoon başkarakterine de resmen aşık. İşte o karakter kim? Kang Chul!




Bu zaten dizinin ilk bölümünde seyirciye verilen bir şey o yüzden spoiler değil ama ben mesela hiç konusunda bakmadan başladığım için beni çok şaşırtmış ve hoşuma gitmişti bu durum.
Yani evet, Kang Chul aslında bir webtoon başkarakteri ve onun yaşadığı her şey burada geçenler.
Bu iki karakter nasıl kesişiyor acaba diyorsanız işte onu izleyip öğrenmek zorundasınız.




Ayrıca yazar webtoon oluştururken her karaktere yegane bir amaç vermiş. Mesela Kang Chul ailesini öldüren katili bulmaya endekslidir. Do Yoon, Kang Chul'u korumaya endekslidir ve katil de Kang Chul ile beraber onun ailesini öldürmeye endekslidir. Ama şöyle bir durum var, bu yanlış hatırlamıyorsum 36. sayısı yayınlanan bir webtoon ve buraya kadar katilin kim olduğuna dair herhangi bir ipucu yok ve Kang Chul'u deli eden olay da bu.
İşte tüm dizi boyunca bize bir noktada eşlik edecek olaylardan bir tanesi de bu. Sanırım daha fazlasını söylersem gerçekten tam anlamıyla bir heyecanı kalmaz.




(Şu doktor da beni çok güldürdü :D)
Şimdi hoşlanmadığım kısımlara gelirsem, olayın bir kısır döngüye girmesi. Hadi ona da tamam, olsun her şey bir noktada başa dönsün ama olayların bu kadar bunaltıcı olması da neydi? Artık yılıyorsunuz ya yine mi böyle oluyor, ya yok artık her şeyi düzelttiler ama bunu nasıl düzeltemezler? Gerçekten bunları söyleyerek bitirdim diziyi.
Son bölüm de işte, yine bazı Kore dizilerine nazaran fena değildi ama o da tatmin etmedi. Ekranlara reyting birincisi olarak veda etmiş olabilir ama benim gözümde birinci olamadı ne yazık ki.


Yine de izlemeye değer bir dizi olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce konuyu ne kadar sapıtsalar da orijinaldi. Oyuncular iyiydi. Ayrıca ostlarına aşık oldum. Gidişatın daha iyi olmasını isterdim ama kısmet :D En azından bir göz atın, 10.bölüme kadar olanlar da izlemeye değer şeylerdi. İyi seyirler!

Puanım:3.7

Bu da şimdiye kadar en çok sevdiğim ost;

9 Eylül 2016 Cuma

Çizgi Roman Yorumu: Saga

Evet, benim ilk çizgi roman deneyimimden bahsedeceğim. Aslında ilk okuduğum zaman herhangi bir yorum girmek istemedim çünkü şu an 3 cildi çıkmış durumda ve bende çıkan ciltlerin hepsini okuyarak bir yorum yapmak istedim.


Öncelikle çizgi roman hiç okumadım çünkü bana romanlar kadar samimi gelmiyorlardı. Hala aynı şeyi düşünüyorum ama kabul etmeliyim ki çizgi romanların da kendine has bir havası var ve okumak da keyifli.
Sonra acaba hangisinden başlasam derken Ecmel'in yorumuna denk geldim ve Saga ile başlamak mantıklı göründü. (Yazar deli gibi booktuber izliyor.)
Saga'ları ben çok sevdim. Konusu çok güzel, aynı zamanda eğlenceli, çizimleri çok hoş.
Ama dediğim gibi kitabın yerini tuttular mı, hayır. Sadece okurken bir şeyleri canlandırmak açısından nasıl olurdu diyorsanız tam olarak cevabı çizgi romanlar veriyor.


Konuya gelirsek eğer iki ırk var ve bu ırklar savaş halinde. Alana İlktopraklı ve Marko'da İlktoprak'ın uydusu olan Çelenkli. Bu ikili gelişen bazı olaylar sonucu bir bakıyorlar aşık olmuşlar. Ama iki tarafın hükümeti de iki ırkın hiçbir türlü bağını kabul etmiyor.
Bunlar da bir bakıyorlar her iki gezegen tarafından da aranan kaçaklar oluvermişler. Üstelik bebekli kaçaklar.


Bunun sonucunda İlktoprak çiftimizin peşine adamlar düşürüyor. Burada devreye Vasiyet giriyor. Açıkçası Vasiyet'in iyi mi kötü mü olduğunu 3 cilttir anlayamadım ama hayırlısı. :D  Bundan sonrasında giren ve çıkan birçok karakter var o yüzden bahsedemeyeceğim ama genel anlamda çok eğlenceli ve dediğim gibi çok sevdim.
İlk çizgi romanım olduğu için de bende yeri hep ayrı olacak. Başlangıç olarak iyi bir tercih olabilir.
Daha önce hiç denemedim diyorsanız Saga size önerimdir. :)