2 Aralık 2017 Cumartesi

Dizi Yorumu: Chicago Typewriter

Herkese merhaba. Uzun zamandır dizi yorumu girmemiştim çünkü üşengeçliğim iş başındaydı. Ama bu dizi için her şeyi bir kenara bırakmaya ve uzuuun bir post hazırlamaya karar verdim. Tatil boyunca doğru düzgün dizi izlemedim ve okul açılmaya yakın izlemeye başlamamdaki ironi? Şimdi tüm okul zamanım boyunca ne kadar dizi varsa hepsine başlayacağım, biliyorum. :D


Neyse ki gerçekten sevdiğim bir dizi bitirdim. Tabi artık son bölümlerin dram içerdiğinden bahsetmeme gerek yoktur, Kore dizilerinin olmazsa olmazı, dram düşmanı biri olarak alıştım ben de bu duruma artık. Şimdi geleyim birbirinden tatlı karakterleri sizlere tanıtmaya.
(Yazıyı eylül ayında hazırladıysam demek ki...)


Yoo Ah In dizideki adıyla Han Se Joo.
Ahhhh! Ben daha önce seni neden hiçbir yerde izlemedim? O kadar iyi ki oyunculuğu arkadaşlar. Üstelik çok tatlı ve kendisi Oppa Top 10'da. Gerçekten mimikleri falan şahaneydi. Özellikle geçmişteki hali beni benden aldı.
Şimdi kendisi geçmişte ve günümüzde bir yazar. Ama geçmişte yani Kore, Japonların elindeyken neler döndüğünü ve bu şahane karakterimizin yazarlığın yanı sıra başka ne dolaplar döndürdüğünü öğrenmek için sizleri izlemeye davet ediyorum.


Lim Soo Jung dizideki adıyla Jeon Seol.
Kendisi benim sevdiğim bir oyuncudur. Ve sıkı durun, 38 yaşında! Havasından mıdır suyundan mıdır anlayamadım ama hiçbiri yaşını göstermiyor. Jeon Seol aslında bir veteriner ama yaşadığı bir olaydan dolayı bırakmış ve ayak işleri yapan kendi çapında bir şirket kurmuş. Tek çalışan var, o da kendisi. Ama acaba onun da geçmişle bir bağlantısı var mı? Ya da bizim Se Joo ile?


Go Kyung Poo dizideki adıyla Yoo Jin Oh.
Ya-rab-bim! Ben bu çocuğu çok seviyorum. Daha önce Reply 1988'de izledim onu ve orada da çok sevmiştim ama burada bir ayrı sevdim kendisini. Se Joo ile diyalogları öldürdü beni. Şimdi bir Goblin ve Azrail ilişkisi yoktu aralarında ama onların dostluğu da bir başkaydı. Jin Oh hayalet yazarlık yapıyor aslında ama aynı zamanda o bir barın da sahibi. Ya da sahibiydi? Acaba neler oldu da Jin Oh bazı şeyler için 80 yıl beklemek zorunda kaldı?


Kwak Si Yang dizideki adıyla Baek Tae Min.
Bu oyuncuyu görünce sevinmiştim çünkü kendisini severim ama kötü bir rolde olacağını hiç düşünmemiştim. Yine de hakkıyla üstesinden gelmiş. Tae Min bir yazar ama ne yazık ki ailesinin de etkisiyle Se Joo'nun gölgesinden kurtulamıyor. Ya da belki başka bir nedeni de vardır bunun, kim bilir?





Şimdi karakterlerin işlevinden bahsettiğime göre kısaca konuya değineyim.
Se Joo geçirdiği zorluklar sonucu gerçekten ünlü bir yazar olmayı başarmış, kitapları deli satıyor hatta dizi, film olmaları için teklifler alıyor. Hatta kızlar kendisi bir idolmüşçesine yazarımızın peşinde. Jeon Seol ise ayak işlerini yapadursun Tae Min bu başarının en büyük düşmanı diyebilirim. Çünkü dediğim gibi işin içinde bazı ailevi durumlar var.





Bir gün Jeon Seol birine teslim etmek üzere yurtdışından bir kargo alır ve adrese bir bakar ki kargo kime olsun? Elbette Se Joo'ya! Jeon Seol, kendini Se Joo'nun ilk hayranlarından sayıyor ve böylesi bir şansı değerlendirmek için de elinden geleni yapıyor ama başına neler geliyor ve ikiliyi nasıl bir macera bekliyor?




Geçmişte neler oldu? İkilinin bir bağlantısı var mı? Yoo Jin Oh bu işin neresinde? En önemlisi kader gerçekten var mı ve kötü kader dediğimiz şey kendini her koşulda tekrarlar mı?





Ben çok sevdim. Dramda öyle aşırıya kaçmadılar. Son bölüm de gayet güzel bitti. Tamam efsane bir son değildi ama öyle geçiştirilmiş bir son da değildi. Son bölüm için de benden puan aldılar yani.
İlk iki bölüm her Kore dizisi için geçiştir o yüzden iki bölüm izleyip bırakmamanızı öneririm zira bu dizinin ilk iki bölümü de bence güzeldi. Herkese öneririm, iyi seyirler.


Puanım: 4.2

15 Ağustos 2017 Salı

Funko Pop Nerelerde Satılır? Ben Nereden Alıyorum?

Merhabalar. 🙌🏼 Bu konuda çok fazla soru alıyorum ve toplu bir cevap olsun diye böyle bir yayın hazırlamaya karar verdim.


Öncelikle Funko Pop nedir? Bu; bazı film, dizi, animasyon karakterlerinin veya ünlü bazı insanların (Justin Bieber gibi) figürlerini üreten firmanın adıdır.


-Türkiye'de D&R'da bazı funkoların satışı görünüyor ama bir kere sipariş ettim, 30 günün sonunda iptal ettiler. Yani gelmedi.
-Bir de bunlardanistiyorum.com kullandım bir kere ve iki günde elime ulaştı. Sağlam ve orijinaldi ama 60 liraydı. Bir daha kullanmadım o yüzden. Şu an Türkiye'de 75 lira. (Güncelleme: Şu an 85 lira.)
-Son olarak elden alayım derseniz Galata Kulesi civarlarından bir mağaza varmış ama bilmiyorum, gidip oraları araştırabilirsiniz ama dediğim gibi fiyatı pahalı.

Şimdi geleyim yurt dışından hizmet veren sitelere.

-Öncelikle Aliexpress kullanabilirsiniz. Orada birçok kullanıcı olduğu için bir funkoyu birçok fiyata görebilmeniz mümkün. Genel olarak 25-50 lira arasında değişiyor ve genelde kargo ücreti de almıyorlar. Ama şöyle bir problem var ki gönderim süreleri belli olmuyor. Yani bazen ürün 2 hafta içinde gelirken bazen 2 ay, 4 ay, 6 ay sonunda da gelebiliyor ve tabii bazen hiçbir şekilde gelmeyedebiliyor. Bana mesela 2 ürün gelmedi ve kullanmayı bıraktım.
Diğer bir problem de sahte gönderilebiliyor. Funko eğer orijinal ise altında kodu oluyor. Yani mesela FM-25698 ya da FAC-466247 şeklinde bir koddan bahsediyorum. Eline orijinal ulaşan arkadaşım da var, sahte ulaşan arkadaşım da var. İşiniz biraz şans.


-Diğer kullandığım site Geek. Buradan bir funko aldım ve o da sahteydi ama 22 liraya falan almıştım. Çok dokunmadı yani. Yine de burada çok fazla funko çeşidi yok ve bunun için kullanmanızı da deneyimime bakarak önermem ama kırtasiye ürünleri açısından çok memnunum. İşte defter, kalem, renkli bantlar ya da ek olarak telefon kabı gibi. Ne sipariş ettiysem de en fazla 1 ay içinde geldi ama genelde 3 hafta içinde elimde oluyor.


-Şimdi gelelim ben funkolarımı nereden alıyorum? Ben Amazon kullanıyorum arkadaşlar. Bu şirketin pek çok ülkede ayağı olduğu için bağlantı noktası değişebiliyor. Bu da karşımıza amazon.com, amazon.uk, amazon.de şeklinde çıkıyor. Sipariş verdiğiniz sitenin sonu .com ise ABD, .uk ise İngiltere, .de ise Almanya'dan geliyor sipariş ettiğiniz ürün. Yine aynı şekilde hepsi kendi para birimine göre iş yapıyor. Ben .com kullanıyorum  çünkü dolar ülkemizde pounddan ya da eurodan daha ucuz, 3.53 tl? (ÇOK UCUZ GERÇEKTEN DE) (Güncelleme: Dolar son zamanlarda 4.5+)(Zamanında büyük konuşmuşum keşke 3.53'de kalsaydı ajkflkg)
Yani bir funko .com'da 10$ ise bu bizim ülkemizde 34 lira (şu an 45+ ) olurken, 10€  ise 41 lira (Şu an 55+) oluyor. Bunun gibi.
♦Bu zamana kadar buradan 17 (Şu an 50) funko aldım. Birkaç renk sıkıntısı yaşadım ama ciddi boyutta şeyler değildi.
♦Ayrıca gelenlerin hepsi orijinal ve 5 günde elime ulaşan da oldu 10 günde ulaşan da oldu ama 10 günü hiç geçmedi.
♦Burada fiyatlar genel olarak değişiyor ama 7$ aşağısı genel olarak yok diyebilirim. Bu da yuvarlarsak 25 (şu an 35+) lira yapar. Yani fiyat aralığı için 25-50 (şu an 35-70) diyebilirim.
♦Şimdi gelelim Amazon için problem olacak duruma; kargo ücreti. 1 funko eklediğimde 32 lira (Şu an 45+ üstü kargo ücreti ekliyor.) kargo ücreti ekliyor. Bu da aldığım ürüne kargo dahil diyelim ki 62 lira ödeyeceğim anlamına gelir. (Güncelleme: Şu an bir funko alırsanız kargo ücreti dahil ortalama 80+ verirsiniz)
Peki ben ne yapıyorum?
Bu noktada ben para biriktiriyorum ve sepete 3 ya da 4 funko ekliyorum. (Bu yazıyı ilk yazdığım sıralar kargo ücreti bu kadar fazla değildi, ama şu an sepete 3-4 funko eklerseniz ya kargonuz gümrüğe takılır ya da kargo ücretiniz 80 tl falan olur)
Bunun bana yararı şu oluyor;  (Bu kısım eskiden mantıklıydı, şu an bir mantığı yok.)
1 funko için 32 lira kargo ücreti ödedim ve 1 funko bana 62 liraya geldi.
2 funko için üzerine genelde 6 lira ekliyor ve kargo ücreti 38 lira oluyor ama ben 1 funkoya 19 lira kargo ücreti ödemiş oluyorum. Bu durumda 1 funko bana 49 liraya gelmiş oluyor. 2 funkoya 98 lira ödemiş oluyorum.
3 funko için üzerine ortalama 10 lira ekliyor diyelim ve kargo ücreti 42 oluyor ama 1 funkoya 14 lira kargo ücreti ödemiş oluyorum ve 44 liraya geliyor. Yani kargo ücreti bölünüyor. Bu durumda 3 funkoya 132 lira ödemiş oluyorum.
Yani 1 funko sipariş edersem 62 lira ödeyeceğime, 3 funko sipariş ediyorum ve funko başı 42 lira ödüyorum, doğal olarak 1 funko için 20 lira kar etmiş oluyorum.

• Bu şekilde bakınca da çok ucuza gelmiyor ama 75 lira ödemektense 44 lira ödemeyi tercih ederim ve hatırlatmak isterim ki bunlar koleksiyon ürünleridir.
(Hesaplamalarda yanlışım olabilir ama önemli olan mantığını anlamanız ahdkdj)

•Yardımının dokunacağını düşündüğüm bir diğer olay da add on item ürünleri. Bir funkoda add on item etiketi varsa bu ürüne %38-40+ oranında indirim uygulandığı anlamına gelir.
Yani 10$ olan bir funkonun 6$ düşmesi gibi. Ben de alışverişlerimi buna göre yapmaya dikkat ediyorum ve böylece bir funko bana 36 liraya falan geliyor. Ama sepete add on item eklemenin bir şartı var, bu da sepetteki ürünler fiyatının toplamının 25$ üstü olması. İşte bu yüzden para biriktirip 4 funko birden alıyorum. Bu şekilde 32 liraya bile funko aldığım oldu.

•Free Shipping yani ücretsiz kargo yazanlar denizaşırı ülkeler için geçerli değil. Yani Türkiye'ye
ücretsiz gönderim genel olarak yok.

•Son olarak dikkat etmeniz gereken bir şey var o da 33$ (Artık 26$ üzeri) üzeri alışverişlerde gümrüğe para ödemeniz gerektiği. O yüzden sepet fiyatının 33$ altında kalmasına dikkat edin. Kargo ücreti buna dahil değil. Yani sepetiniz 30$ ve 8$ kargo ücreti ekledi, 38$ oldu. Eee gümrüğe mi takılacak? Hayır. Kargo ücretini ayrı tutuyorlar. Sepet fiyatınız önemli burada. Böyle bir durumda da ürünleri bölüp alabilirsiniz.
Mesela 8 funko mu alacağım? Bunu 4-4 bölünce de 33$ altında mı kalıyor sepetlerim ayrı ayrı? O zaman iki parça şeklinde ayrı ayrı sipariş edilebilir. Gümrüğe gelince adıma iki kargo görünecek bir şey olmaz mı? Olmaz. Sonuç olarak alışverişleriniz ayrı ayrı.

•Unutmadan bir şey daha var. Amazon'da da farklı kullanıcılar var ve müşterilerin oylamasına göre bir kullanıcının iyi mi kötü mü olduğunu anlayabilirsiniz AMA her şeyin Amazon kontrolünde olmasını istiyorsanız 'Ships from and sold by Amazon.com' yazan ürünleri tercih edin. Ben bir kere başka kullanıcıdan aldım ve sorun yaşamadım ama belli olmuyor dediğim gibi şans.

*Ek olarak Amazon'dan kitap da sipariş ettim ve onda da bir sıkıntı yaşamadım. Ayrıca add on item'leri takip etmenizi öneririm çünkü Harry Potter Cinematic Guide seri normalde 30$ ama ben add on item olarak yakaladım ve 5$ gibi bir fiyata almış olmam lazım. Takip edin yani ama şartı unutmayın.


-Deneyimleme fırsatımın olmadığı bir site ise Ebay. Yani hiç kullanmadım. Burada da birçok kullanıcı var ve buna bakarak da yine aynı ürünü farklı fiyatlarda görebilirsiniz. Gönderimleri 2 hafta kadar bir sürede gerçekleşiyor diye biliyorum ama burada da aynı sorun var; orijinal gelecek mi? Ebay'ın müşteri hizmetleri de nasıldır bilmiyorum. O yüzden net bir şey diyemeyeceğim.

Umarım sorularınızı yanıtlamıştır bu yayın. Aklınıza takılan başka bir şey olursa yorumda belirtebilirsiniz. Hoşça kalın. 

NOT: ARKADAŞLAR DOLARDAN DOLAYI TÜM SİSTEM DEĞİŞTİ. PARANTEZ İÇİNDE YENİ DURUMU BELİRTTİM. BENCE BU ARALAR FUNKO ALMAYIIIN.

Not: Lütfen saçma sapan 'çok zenginsin galiba' tarzı yorumlar yapmayın. Yemiyorum, içmiyorum tüm harçlığımı bunlar için biriktiriyorum. Böyle bir yorum yaparsanız yayınlamayacağım. Teşekkürler.

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Kitap Yorumu: Kırmızı Pazartesi

Bloguna uğramayan bir Kalem Fili'nden selamlar! Haziran ayının ilk kitabıyla geldim. Aslında bu kitabı mayıs ayında Kore Fenomeni ile okuyacaktık. Başladım da ama sınav dönemi dolayısıyla ara verdim. Anladım ki ara vermek bana yaramıyor. 🤷🏼‍♀️ Kitaba çok severek başladım ama araya soğukluk girince aynı hevesle bitiremedim.



Önceklikle yazarın dili gerçekten çok güzel. Ne vermek istiyorsa okuyucuyu sıkmadan yapıyor. Ayrıca konulara alışılmışın dışında yaklaşıyor ve yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyor okuruna. Nedir bu bakış açısı derseniz bu kitap için; işlenecek bir cinayeti bütün kasabanın biliyor oluşu!
Santiago Nasar, Vicario ikizleriyle yakın arkadaş ancak bir namus meselesi yüzünden arkadaşını öldürecekleri kitabın en başından belli. Evet, daha ilk sayfadan bu gerçeği öğreniyorsunuz ama buna rağmen tüm kitabı okuyorsunuz. Bence bu başarması zor bir şey ama yazar bunu öyle ustalıkla yapmış ki! 
Kitap boyunca bize Vicario kardeşlerin bunu çok da yapmak istemedikleri havası veriliyor, öyle ki tüm kasabaya bu kararlarını duyuruyorlar da belki bizi bir durduran olur umuduyla. Diğer yandan Santiago'ya yapılan bu suçlamanın aslı var mı yok mu kitap boyunca belirsiz, buna rağmen işlenecek cinayeti öğrenen kasaba ne Santiago'yu uyarıyor ne de kardeşleri durduruyor. Hepsinin kendince bahanesi var ama bu bahanelerin hiçbiri yapılan cinayetin yalnızca ikizler tarafından değil, aslında tüm kasaba tarafından işlendiği gerçeğini değiştirmiyor.
Hiçbir şey bir insanın hayatından daha önemli değildir ama koca kasabanın böyle bir şeye ne gerekçeyle göz yumduğunu öğrenmek istiyorsanız, alın ve okuyun. 💁🏼
Kitap büyük küçük pek çok ayrıntı içeriyor ama hepsine bir arada şahit olunca daha güzel, o yüzden daha fazla uzatmıyorum ve tavsiye ettiğimi de ekleyerek gidiyorum. 🌿

9 Temmuz 2017 Pazar

Kitap Yorumu: Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor

Öyle sanıyorum ki aramızda Aristo ve Dante'nin çevirisini beklemeyen insan sayısı çok çok azdır. Haliyle çıkar çıkmaz birçok bookstagram da okudu, yorumladı. Herkesin favorilerine girdi. Ama ben biraz abartıldığını düşünmeden edemedim. Kitap gerçekten çok güzel, insana dokunmayı bilen bir tarafı var. Ama benim göklere çıkardığım bir kitap olmasından ziyade gerçekten sevdiğim ama favorilerime eklemediğim bir kitap oldu.
Yazarın dilini çok sevdim. Kitap gerçekten akıp gidiyor. Ayrıca öyle cümleler kurmuş ki, okuduğunuz an nereye gitmesi gerektiğini biliyor.


Her şeyden önce kitabın lgbt temalı bir kitap olduğunu söyleyeyim. Aristo 15 yaşında ve yaşının gerektirdiği şekilde davranıyor aslında. Ama kendi içinde fazla kırılgan bir çocuk; abisini özleyen, babasına sarılmak istese de yapamayan, annesinin kendisini daha çok anlamasını bekleyen. Dante ise ailesinden son derece memnun ancak kendi içinde belki de Aristo'ya göre daha kolay kaybolan ama yolunu daha kolay bulan bir karakterdi. İkisi de kolay kolay arkadaş edinemezken birbirlerini buluyorlar ve biz de onların kendilerine, birbirlerine, evrene dair sırlarına ortak oluyoruz. Aristo zaman zaman beni uyuz eden düşüncelere sahip olsa da sevdim ancak Dante gerçekten favorim oldu. Hayata bakışı, düşünce tarzı, hele son kısımlarda kardeşi hakkında söyledikleri. Çok naif bir karakterdi. 
Yani genel olarak sevdiğim bir kitap okumuş oldum. Herkese öneririm, size bir şeyler katacağına inandığım bir kitap ama okumadan evvel tüm o güzel yorumları unutun ve beklentilerinizden arının. Keyifli okumalar.

2 Temmuz 2017 Pazar

Kitap Yorumu: Merlin Kayıp Yıllar

Herkese merhaba! 🌅 Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim! Tatil su gibi akıyormuş gibi hissediyorum. Okul bu yıl gerçekten çok zorlayıcıydı benim için. Ne derseniz deyin siz yetişkinler, öğrenci olmak da gerçekten zor. 🙃 



Şimdi gelelim bugünün kitabına; Merlin Kayıp Yıllar. Ben dizisini çok seviyordum. Tabi işin içine final bölümünü katarsak iş değişir, ama gelin biz final hiç olmamış gibi davranalım. Diziye karşı böylesi bir sevgi besliyor olduğumdan dolayı da kitabını görünce hemen sepete ekledim ve aldım. Sonuç olarak benim için orta halli bir kitap oldu. Bazı kısımlar gereksiz uzatılmıştı ve zaman zaman kitabın akıcılığını bozdu. Yazarın anlatımını sevdim ve kitabın baskısı, kapağı konusunda yayınevi iyi bir iş çıkarmış. Başlangıçta yazarın kitapta bir önsözü vardı ve çok bilgilendiriciydi. Bu kısımda neden böyle bir kitap yazma ihtiyacından ve Merlin ile ilgili bildiği birkaç bilgiden bahsediyor. Şimdi burada Merlin 12 yaşlarında bir çocuk. Kitap boyunca da onun kendini aramasını, güçlerini kabullenmesini ve elbette, bir şeyleri kurtarmasını okuyoruz. Anlayacağınız yazar işi bayağı bir baştan almış. Dolayısıyla diziyle ve oyuncularla alakalı bir canlandırma yapamadım. 😂 Ama yine de sıkıntı olmadı. Kitaptaki karakterleri gerçekten sevdim ve seriye de devam etmeyi düşünüyorum. Alt tarafı 12 kitaptan oluşuyor canııııım sende. 🙄 Merlin seven insanlara öneriyorum ama Merlin ile alakası olmayan biri okursa sanırım bir miktar sıkılabilir. 🙆🏼 Ama bana göre, seriye giriş kitabı için fena değildi. 

21 Haziran 2017 Çarşamba

Kitap Yorumu: Yabancı/Albert Camus

Selamlar! 🌸 Evet, yeni bir ortak okuma daha. 🙈 Albert Camus benim gerçekten çok sevdiğim bir yazar ve Yabancı da sevdiğim kitaplarından biri. Aramızda okumayanlarımız var mı? Bence en azından yazarı denemelisiniz. 👍🏼



Mersault öyle bir karakter ki, bir yerden sonra gerçekten 'Böyle insan mı olur ya?!' diyorsunuz. Ama oluyor arkadaşlar. Mersault o kadar boş vermiş ki her şeyi; ölümü bile! Yani yaşama da, yaşamın gerektirdiği şeylere de yabancı, kayıtsız, umursamaz. Onun için her şeye verilecek en doğru cevap 'fark etmez.'
Kitap, kahramanın annesinin ölümüyle beraber kahramanın bakım evine gitmesiyle başlıyor. Annesinin ölümüne karşı bu umursamaz tutumu orada çok ayıplanarak karşılanıyor ama Mersault için 30 yaşında ya da 70 yaşında ölmenin bir farkı yok; hayat bir başkasının yaşıyor oluşuyla devam ediyor zaten, 'fark etmez.' İşte bu noktada kahramanın umursamazlığı insanı rahatsız ediyor. Şöyle bir sarsmak istiyorsunuz. Yani bu romanda kahramanın bu umursamazlığının başına neler açtığını okuyoruz. Hoş onu da umursamıyor. Çünkü ona göre hayat yaşamaya değmez, üzerinde düşünmeye gerek yoktur, normlar saçmadır. Yazarın dilini seviyorum, biraz ağır doğru ama az sabırla üstesinden gelinir. Gerek ana konu olsun gerek alt başlıkları, ben yine beğenerek okudum. Klasik kitap geçmişi olanlara tavsiyemdir, olmayanlar için bana kalırsa henüz erken bir kitap bu. 🤗 Keyifli okumalar!